“`html
Yapay Zeka Politikaları Derneği’nden İş Dünyasına Etkileyici Bir Zirve
Bakan Kacır, JW Marriott otelinde, Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) tarafından, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirilen “AI Tomorrow Summit 2025” etkinliğine katıldı.
Teknolojide yaşanan yeniliklerin, her alanda – üretimden gündelik yaşama kadar – büyük bir yeniden yapılanmayı beraberinde getirdiğini belirten Kacır, yapay zekanın dijital dönüşümün merkezinde olduğunu ifade etti.
Yapay zekanın karar alma süreçlerini dönüştüren, stratejik planlamayı olanaklı kılan ve öngörü yeteneğini artıran bir partner haline geldiğini vurgulayan Kacır, “Gelişmiş analiz yetenekleri ve artan veri işleme kapasitesi ile yapay zeka, akıllı üretim sistemlerinden hassas tarıma, iklim değişikliğiyle mücadelenin yanı sıra eğitim teknolojilerine kadar geniş bir alanda yenilikçi çözümler sunuyor. Ancak, yapay zekanın yalnızca fırsatlar değil, aynı zamanda yeni riskler, etik meseleler ve toplumsal zorluklar da getirdiğini unutmamak gerekir.” şeklinde konuştu.
Kacır, günümüzde yapay zeka geliştirme süreçlerinin büyük bir kısmının, kamusal yararı gözetmeyen, ticari kazancı ödünç alan büyük teknoloji şirketlerinin kontrolünde şekillendiğini ifade etti.
Teknolojik rekabetin yoğunlaştığı bu alanda veri hakimiyeti ve altyapı üstünlüğünün, ülkeler arasındaki farkları açtığını belirten Kacır, yapay zeka geliştiricileri arasında güvenlik, mahremiyet, adalet ve eşitlik temelinde ortak bir kullanım normu oluşturulmadığını vurguladı.
Kullanıcılar tarafından sıkça tercih edilen yapay zeka sistemlerinin, dil ve kültürel çeşitliliği yeterince göz önünde bulundurmayan homojen veri setleriyle beslenmesinin, farklı kültürleri dışlayan ve ifadeleri tek şekle sokan bir yapıya yol açma riski taşıdığını söyleyen Kacır, şunları ekledi:
“Yapay zekanın bu zorluklar karşısında, insanlığın refahını ve ortak mutluluğu destekleyen, kapsayıcı bir geleceğe hizmet edip etmeyeceği, bizim irademize bağlı. Milli Teknoloji Hamlesi vizyonumuz doğrultusunda, adalet ve merhameti ön planda tutan bir anlayışla yapay zeka devrimini insanlık yararına yönlendirme amacıyla güçlü bir kararlılık ortaya koyuyoruz. Ulusal Yapay Zeka Stratejimizle, yapay zeka ekosistemini daha ileri ve rekabetçi bir yapıya dönüştürecek adımları belirledik.”
“YAPAY ZEKANIN ETKİSİ MEVCUT İŞGÜCÜNDE ORTALAMA DEĞİŞİKLİKLER GETİRECEK”
Kacır, TÜBİTAK’ın yapay zeka ekosistemine yönelik destek çağrıları ile teknoloji geliştiren KOBİ’lerin ve araştırma merkezlerinin geçmişteki projelerinin desteklendiğini duyurdu. Bu yıl 4’üncüsü düzenlenen çağrı hakkında bilgi veren Kacır, akıllı üretim, akıllı tarım, gıda, finans teknolojileri ve sürdürülebilirlik gibi başlıklarda yapay zeka çözümlerine ihtiyaç duyan firmaların, ülkemizin araştırma ve inovasyon olanaklarından faydalanacağının altını çizdi.
Yapay zekanın, mevcut işgücünün büyük bir bölümünü değiştirme potansiyeline sahip olduğuna dikkat çeken Kacır, Teknofest, Deneyap Teknoloji Atölyeleri ve Sektör Kampüste gibi projelerle genç kuşakları yapay zeka çağına hazırlamaya çalıştıklarını belirtti.
Kacır, yapay zeka teknolojilerinin yüksek işlem gücü ile etkili üretim ve uygulama imkânı sunabilmesi için gerekli altyapıyı oluşturduklarını hatırlatırken, geçen yıl devreye alınan ARF süper bilgisayarının, 35 bin dizüstü bilgisayara eşdeğer bilgi işlem gücüne sahip olduğunu vurguladı.
Savunma sanayiinden ilaç geliştirmeye, üretim teknolojilerinden hastalık erken teşhisine kadar birçok alanda, yüksek yoğunluklu simülasyonların etkin ve güvenli bir şekilde Türkiye’de gerçekleştirilmesine olanak tanıdığı bilgisini veren Kacır, bu kapasiteyi artırmak için yüksek performanslı grafik işlemcilerle donatılmış ARF-ACC altyapısının da devreye alındığını belirtti.
“TÜRKİYE’NİN YAPAY ZEKADA GÜCÜNÜ ARTIRIYORUZ”
Yaklaşık 380 bin dizüstü bilgisayara eşdeğer işlem kapasitesine sahip MareNostrum 5 süper bilgisayarını Avrupa Yüksek Başarımlı Hesaplama Konsorsiyumu (EuroHPC) aracılığıyla araştırmacıların kullanımına sunduklarını hatırlatan Kacır, şu şekilde devam etti:
“Çok yakın bir zamanda süper bilgisayar altyapımızı yeni nesil grafik işlemcilerle güçlendirerek işlem hacmimizi üç katına çıkarma hedefindeyiz. Bu sayede yapay zeka alanındaki yenilikçi projelere önemli destek sunmayı amaçlıyoruz. Güçlü altyapılar, nitelikli insan kaynağı ve desteklerimizle, Türkiye’nin yapay zeka alanındaki yolculuğunu stratejik bir çerçeve ile şekillendiriyoruz. Ülkemizin ilk temel yapay zeka büyük dil modelinde önemli ilerlemeler kaydettik. TÜBİTAK BİLGEM Yapay Zeka Enstitüsü olarak, dijital içerikler ve geniş veri seti birikimiyle 1 trilyon token veriyi bir araya getirdik.”
Kacır, bu modellerin yalnızca metinle sınırlı kalmayıp, görüntü ve ses gibi çeşitli veri türlerini de işleyebilen çok modlu yapay zeka sistemlerine dönüşmesi için çalışmalara devam ettiklerini ifade etti.
Kacır, yalnızca yerli ve özgün teknoloji üretme yeteneklerini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda farklı dillerin ve kültürlerin dijital geleceğe taşınmasını sağladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Yerli yapay zeka modellerinin gelişmesini desteklemek amacıyla somut adımlar atmaya devam edeceğiz. Türkiye’nin yapay zeka sahasında önde gelen ülkelerden biri haline gelmesi için kararlı stratejiler geliştireceğiz. Bilimsel yayın sayısında şu an dünyada 16. sıradayız ve bu alanda hızlı bir şekilde ilk 10’da yer almayı hedefliyoruz. Gelişmiş teknoloji altyapımız ve yetenekli insan kaynağımızla, yapay zekanın etik ilkeler doğrultusunda gelişmesini savunmaya devam edeceğiz.”
“TÜRKİYE, YAPAY ZEKADA YÜKSELİŞ GÖSTEREBİLİR”
AIPA Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, AI Tomorrow Summit’in Türkiye’nin en kapsamlı yapay zeka zirvesi olduğunu bildirdi. Ülkelerin yapay zeka konusundaki adımlarını paylaşan Küçükşabanoğlu, Türkiye’nin bu alanda büyük bir sıçrama yapması gerektiğinin altını çizdi.
Küçükşabanoğlu, Türkiye’nin yapay zeka konusunda en büyük avantajının genç nüfusu olduğunu vurgulayarak, “Eğer gençlerimizi anlayabilir ve onlara yeterli destek sağlayabilirsek, yapay zeka liginde 40’lı sıralardan ilk 20’ye yükselebiliriz. Bunun için birlikte hareket etmemiz gerekmektedir. Enerji, tarım, sağlık gibi tüm alanlara yapay zekayla ilgili politikaların yerleştirilmesi acil bir gereklilik.” dedi.
Yapay zeka ile ilgili politikaların başında eğitimin gelmesi gerektiğini vurgulayan Küçükşabanoğlu, “Türkiye’de bir yapay zeka üniversitesinin açılmasını istiyoruz. Hatta bu üniversitenin adını ‘Ordinaryüs Profesör Cahit Arf’ olarak öneriyoruz. Bu adımlar, Türkiye için artık bir lüks değil, bir zorunluluktur. 100 yılı geride bırakmış bu kararlı ülke için dünyadaki ikinci yapay zeka üniversitesini açmak oldukça uygundur.” değerlendirmesinde bulundu.
“`